Batman Dark Knight / The Joker


''Neden bıçak kullandığımı bilmek ister misin? Silahlar cok hızlı, küçük duyguların tadına varamıyorsun. Bilirsin, son anlarında insanlar gercekten sana kim olduklarını gösterir. Bu yüzden arkadaşlarını senden daha iyi tanıyorum.''

Leyla ile Mecnun

 
Leyla: "Beni oradan kurtardığın için teşekkürler."
Mecnun: "Eyvallah hafız, ne demek... Hafız mı dedim ben?"

"Okunmamış 2 adet mesajınız var."


Geçtiğimiz sezondu..

Fenerbahçe, şampiyonluk yolunda kritik maçlarından birisine Kasımpaşa R.Tayyip Erdoğan Stadı'nda çıkacaktı..

Tahmin ettiğiniz gibi Kasımpaşa-Fenerbahçe maçıydı..

Maç, Fenerbahçe maçıydı ancak Beşiktaş kalecisi Rüştü Reçber, Kasımpaşalı meslektaşı Murat Şahin'i "arıyor" ve "başarı diliyordu" Fenerbahçe maçında..

Maçtan sonra bu aranma olayı açığa çıkıyor ve ne hikmetse Rüştü Reçber, "inkar" ediyordu..

Hatta ekliyordu, "ispatlasınlar benim aradığımı, futbolu bırakırım" diye de iddialı sözler sarfediyordu kariyeri adına..

Rüştü Reçber'in, Murat Şahin'i aradığı netleşiyor, "ispat ediliyordu" başka bir ifadeyle..

Hatta Beşiktaş Kulübü, resmi internet sitesinden bir açıklama yaparak, "Evet, kalecimiz Rüştü Reçber Kasımpaşa kalecisini aramıştır, ancak bu arama olayı, futbolcular arasında çokça yapılan normal bir durumdur ve bunda kötü niyet aramaya gerek yoktur." ifadelerini kullanırken, "futbolu bırakma" sözü veren kalecisini ise bir anlamda yalanlıyordu..

***

Aradan yaklaşık 3 hafta geçmişti ve bu defa da maçın adı, Bursaspor-Beşiktaş idi..

Sezonun son haftası..

Bursa'da böylesine hayati bir maç oynanırken, aynı öneme sahip Kadıköy'de başka bir maç oynanıyordu ve Fenerbahçe'nin mutlak galip gelmesi gerekiyordu şampiyonluk için..

Trabzonspor kalecisi Onur Kıvrak, kalesine gelen tam 35 gollük şuta set çekiyor, bir türlü gol imkanı vermiyordu Fenerbahçe "11 ine."

11 i diyoruz, zira sağbekinden solbekine kadar neredeyse bütün takım gol pozisyonuna giriyordu Fenerbahçe'nin.. Ama karşılarında Onur Kıvrak vardı ve tek başına bütün bu atakları engelliyordu..

Maç bitmiş ve Fenerbahçe, "sadece 1 gol" ile şampiyonluğu Bursaspor'a kaptırmıştı..

Bursa'da ise aynı dakikalarda saha içerisinde büyük bir sevinç yaşanırken, Bursasporlu Ozan İpek, Bursaspor TV'nin canlı yayınında bütün ülkeyi şok edecek bir gerçeği itiraf ediyordu..

"Trabzonspor kalecisi Onur Kıvrak'a, Fenerbahçe maçında gol yememesi durumunda masrafları kendime ait olmak şartıyla ABD tatili vaadettim."

Hemen yanıbaşında ise Bursaspor yöneticisi vardı ve bu sözler üzerine muhabirlere dönerek "bu kısmı kesin, şikeye girer" diye de pişkince ve gülerek düşüncelerini aktarıyordu kendi futbolcusunun "itirafına" karşılık..

Geçtiğimiz sezon "bu mesajlaşmalar" yaşanırken "kapsama alanı dışında" olanlar, ne hazindir ki bu sezon "adalet mekanizmasından" medet ummaktadırlar..

Üstelik te, ortada son derece amatörce, son derece komikçe ve son derece çetrefelli bir durum varken..

Şike teklifinde bulunan isim, Türk Milli Takım kaptanı ve güya bu şike teklifi, "cep telefonuna mesaj yoluyla yapılmış.."

"Delili sabit şekilde" yani..

Böylesi "deliliklere" inanan ve "delalate" düşenler ise şimdi hep bir ağızdan aynı nakaratı tekrarlıyorlar..

"Adalet isterük" diye nümayiş yapıyorlar diğer taraftan..

İstanbul'un göbeğinde dükkanları basıyorlar, "kazan kaldırıyorlar."

Akabinden de Türkiye Futbol Federasyonu, "harekete geçiyor."

Ve olayın takipçisi olduklarını açıklıyor..

Hangi olayın?

"Mesajla şike teklifinde bulunulan" olayın..

Geçen yıl "görmedim, duymadım, bilmiyorum" diye üç maymunu oynayanlar, şimdi "gözünü açıyor."

Evet, bizler de "adalet isterük.."

Türkiye Futbol Federasyonu, Türk futbolunun "namusunu kurtarmak" zorundadır bu dakikadan sonra..

Olayları bu noktaya taşıyanlar, bütün çıplaklığıyla ortaya konmak zorundadır..

Bütün delil ve delilikleriyle birlikte hem de..

Ve sonrasında öyle okkalı bir ceza verilmelidir ki bu "müfterilere" bundan sonra "bin düşünüp bir konuşmak" zorunda kalsınlar..

Ve sonrasında, sonsuza kadar kessinler seslerini..

Geçtiğimiz sezon "okunmamış 2 mesajı" olanlar, şimdilerde ne acıdır ki bütün mesaj kutularını boşaltmış durumdalar..

Şimdi sıra "eteklerindeki taşlarda.."

Ve şimdi asıl büyük görev, Türkiye Futbol Federasyonu'nun..

İlk ve son defa olsun..

Ama olsun..

Açıklasınlar bütün gerçekleri..

Ve kim sorumlu ise, sonuna kadar çeksin ceremesini..

Sonrasında da iade-i itibar, "resmi ağızlardan" verilmelidir Fenerbahçe camiasına..

Kutsi Atdöven-Bir Halk Kahramanı

 

Merhaba, ben Kutsi Atdöven. Sizlere önce kendimi tanıtayım. 67 yaşındayım. Yaşımın 27, 43 olduğu da görülmüştür. Emekliyim. Emeklemeyi bırakalı yıllar oldu. Kelime esprisi yapmayı çok severim. Elime espri yapmayı hiç sevmem, çünkü çok kötü kokuyor. En sevdiğim renk turkuazdır. Çünkü turku, çok az bulunan nadir bir renktir. Esprili bir yapım var. Şaka yapmayı ve arkadaşlarımı şakalarımla eğlendirmeyi çok severim. Sizlerle en son yaptığım şakayı paylaşmak isterim. Arkadaşımın kulağına uyurken maydanoz sapı sokmuştum. Arkadaşım uyurken kulağına sokmadım. Ben uyurken arkadaşımın kulağına soktum. Bence bu çok komik. Boş zamanlarımda reebok marka eşofman takımımı giyer dünyayı kurtarırım.

ciyuv ciyuv ciyev

-Hanım alarm çalıyor. Bir yerlerde bana ihtiyacı olanlar olmalı. Çabuk eşofman takımımı getir.
-Yeni yıkadım, ıslaklar daha.
-Hımm o zaman, bu maceranın sonuna geldiğimiz anlamına gelir.

3 iş günü sonra

-Hanım bugün yemek hazırlama. Bu sıcaklarda yenmiyo hiç. En güzeli karpuz peynir. Kilo da aldı başını gidiyo zaten. Sağlıklı beslenmek lazım.
-...
-Ya da şöyle güzel bi kızartma yapsan, üzerine yoğurt döküp yesek soğuk soğuk.
-...
-Bak şimdi canım karnıyarık çekti. Yanına pirinç pilavı, cacık. Balkona da sofrayı kurd...

ciyuv ciyuv ciyev

-Hanım ben çıkıyorum. Bir yerlerde bana ihtiyacı olanlar olmalı.
-Gelirken markete uğra.
-Ne alayım?
-Tazeyse meyve al, bi kilo da salatalık. Buruş buruşlardan alma, eve dolduruyosun çürük çarık şeyleri.

15 dakikalık metro, 26 dakikalık aktarmalı otobüs yolculuğundan sonra bir kafede...

-Ne oldu gençler bir sorununuz mu var?
-İnanmıyorum. Kutsi Atdöven bu. Eşofman takımındaki göz alıcı zıt renklerden tanıdım.
-Ta kendisiyim. Evet sizi dinliyorum.
-Benim şimdi eski çıktığım çocuğun şimdiki çıktığının eski çıktığı bunun şimdiki çıktığım çocuğun eski çıktığının şimdiki çıktığı benim çıktığım çocuğa "senle görüşcez" diye mesaj atmış. O da beni arıyo, açmıyorum kaç dakikadır telefonu. Napcam ben yaa...
-Hımm çabuk bana yarım kilo can eriği getirin.

7 dakika sonra

-Gnam gnam şorp şap şup eriği tam bu mevsimde yiyeceksin. Gurpşep şap papaz olunca da güzel oluyo ama o zaman da şlap şup gnam ekşiliği gidiyo, daha tatlı oluyo. Şlap gnam papazdan sonrası da yumuşuyo, sulanıyo falan şorpp gnam hiç yenmiyo o zaman. Şimdi tam mevsimi. Nerden aldın bunu şlap gnam.
-İki sokak yukarıdaki manavdan
-Belli. Meyveyi gnam şlap şorppps manavdan alacaksın. Marketlere istifliyolar gnam şlap kalitesiz meyveleri. Tuz istesene garsondan şlap gnam gurp bundan sonrasını tuzlayıp yicem. Sen sade mi seversin, yoksa tuzlayarak mı tısısısı kehehe gnam şlap şurp.
-Ben pek yemem erik.
-Erik yenmez mi ya. Neyse ben kalkıyorum. Kendinize iyi bakın.

Ve şehrin ışıkları,
gökyüzünü yalandan aydınlatırken,
evine gidiyordu Kutsi Atdöven...

Alıntı

Amma Lakin ki Öyle Değildir !

Mottom
The Infamous Middle Finger