+İsmini vermek istemiyorsun yani?
İskender : İsmimi verirsem oda beni terkeder diye korkuyorum.
+ Ooo… Çok yoğun bir yalnızlık yaşıyorusun. Çok ağır yalnızlığın ortasındasın galiba?
İskender : Kuduz köpek kadar yalnızım…
+ Pekala yalnızlık nedir peki romantik haydut?
İskender : Yalnızlık, gece ayazında sabaha kadar beklemek gibidir. Isınmak için güneşin doğmasını beklersin ama, o güneş hiçbir zaman doğmaz…Yalnızlık, bulmadığın sevgiyi başka yerlerde aramak gibidir. Ne yaparsan yap onu bulamayacağını bilirsin, ama yine de denemekten vazgeçemezsin. Onun boşluğunu hep başka şeylerle doldurmaya çalışırsın. Yalnızlık, aynı havayı soluyupta bir türlü yan yana olamamak gibidir. Bazen her nefeste onun kokusunu duymak istersin ama yapamazsın. Aldığın her nefes ciğerini acıtmaya başlar. Yalnızlık dediğin, eski bir sandalyenin gıcırdamasıdır yalnızlık.
+ Of be romantik haydut naptın? yine mi terkedildin yoksa?
İskender : Terkedildim herkes terketti gitti beni sol kaburgam bile firar etti bedenimden. Aradan geçen zaman bile yetmiyor unutmaya ettiğimiz kavgaları bile özlüyorum. Saçlarını okşamayı, ellerini tutmayı, aniden boynuna sarılmayı, bana bakışını, karşımda duruşunu, hatta arkasına dönüp yatışını bile. Buna yavaşça sokulmak, sessizce sarılmak, omuzlarından tutup sımsıkı kendine çekmek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder