Sezon sonu en büyük korkularımdan biri Semih Şentürk'ün sözleşme yenilememesi ve başka bir takıma transferi idi. Hatta İspanya kaynaklı birçok haberde konu oldu ismi, sözleşme imzalanmayınca bu haberler daha da fazlalaştı. Bu taraftarın işte bizim çoçuğumuz diye sarılabileceği oyuncu sayısı zaten az bir de Semih ayrılsa idi daha da azalırdı. Hem Fenerbahçe'de hem milli takımda değeri en az bilinen hakkı en az tesim edilen isimdir Semih Şentürk. Laf yapmaz, medyaya ağlamaz, kulübü satmaz, hocaya kırılmaz oynamayınca. Böylesine güzel bir adamın değerini biliyor muyuz, tek kelime ile hayır. Ne gerektiği gibi destek oluyoruz ne hakkını teslim ediyoruz. Üstelik Semih'in kaptanlık döneminde yaşanan sözleşme sorunu ve fedarasyona kadar uzanan süreçte yaşananlar ile iyice küstürdük kendisini. Aykut Kocaman'ın gelişiyle ona olan güveninin bir göstergesi olarak bu davadan da vazgeçti ama bu güzel adam artık kaptanlık pazubandını takmaktan imtina eder hale geldi. Milli takımın ve Fenerbahçe'nin ihtiyacı olduğu her zaman gözler kenara çevrildiğinde ısınmasını tamamlamış ve oyuna girmeye hazır bir halde 4. hakemin yanında yerini almış olurdu. Çevirdiğimiz maçların bir çoğunda yine onun son dakika gollerinin ve asistlerinin imzası vardır. Değerini bilmiyoruz ama o 3 yıl daha Fenerbahçe'de olacağını duyurdu. Bundan sonra yine yedek kalacak ve yine hakkı teslim edilmeyecek çoğu kere ama çubuklunun en çok hakkını veren adamlardan biri olarak, kafayı yedek kulübesine çevirdiğimizde hep orda olacak. Kaptanlık yeniden kendisine teslim edilmeli ve en sonunda bu forma altında en güzel jübilelerden biri ona yapılmalı.''Genç Semih!'' bunu fazlasıyla hak ediyor.